Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyım atanması, DEM Parti’nin bölücü dürtülerini bir kez daha ortaya koydu. DEM Partili Tunceli Belediye Eş Başkanı Birsen Orhan, "Bunlar Dersim’i nasıl 1938’de işgal ettilerse bugün yine belediyemizi işgal ediyorlar" diyerek kayyım atamasını şiddetle eleştirdi.

ATATÜRK’ÜN DÖNEMİNE GÖNDERME: 1938 DERSİM İSYANI

Orhan’ın, Atatürk dönemi Dersim İsyanı’na atıfta bulunarak yaptığı açıklamalar dikkat çekti. Bu sözler, CHP'nin hiçbir kademesinden tepki almadan geçiştirildi. Orhan, Tunceli Belediyesi önünde yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:

“BUNLAR İŞGALCİ... DERSİM’İ NASIL 1938’DE İŞGAL ETTİLERSE BUGÜN YİNE BELEDİYEMİZİ İŞGAL EDİYORLAR.”

Orhan, bu sözlerle halkı direnişe çağırarak, "Birlikte savaşalım!" dedi.

DEM PARTİ GENEL BAŞKANININ BENZER AÇIKLAMALARI

4 Kasım’da Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyım atanmasının ardından DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da benzer açıklamalar yapmıştı. Bakırhan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile aynı platformda yer alırken, şu ifadeleri kullanmıştı:

"Çok iyi bilsinler ki Seyit Rıza ne yaptıysa, Şeyh Sait ne yaptıysa, Mazlumlar,

Denizler, Sakineler ne yaptıysa Kürt halkı da onların yaptığını yapacaktır."

Bakırhan’ın bahsettiği Seyit Rıza, Dersim İsyanı’nın elebaşısıydı. Sakine Cansız ise terör örgütü PKK’nın kurucuları arasında yer alıyor.

TUNCELİ HAREKATININ "KATLİAM" OLARAK NİTELENDİRİLMESİ

Terör örgütü PKK ile iltisaklı olarak tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in makam odasında ele geçirilen dijital kitapçıkta, CHP döneminde Tunceli’deki operasyon “katliam” ve “sömürge” olarak nitelendiriliyordu. Esenyurt Belediyesi’nde el konulan 145 sayfalık kitapçıkta, Türk askerine kurşun sıkan isyancılar "direnişçi" olarak tanımlanırken, devletin yaptığı operasyon "katliam" olarak ifade ediliyordu.

SONUÇ: DEM PARTİ’NİN BÖLÜCÜ ZİHNİYETİ VE TERÖRİST YAPILARLA BAĞLANTILARI

DEM Partisi’nin açıklamaları ve bazı belediye başkanlarının sözleri, bölücü bir zihniyetin açıkça sergilendiği ve terör örgütleriyle olan bağların bir kez daha gözler önüne serildiği bir dönemi işaret ediyor. Bu tür söylemler, hem toplumda kutuplaşmayı derinleştiriyor hem de terörle mücadeledeki kararlılığı zayıflatma amacını güdüyor olabilir.