Türkiye’nin son yıllarda Avrupa’ya ihraç ettiği gıda ürünlerinde tespit edilen sağlığa zararlı maddeler, uluslararası ticarette sorunlara neden olmaya devam ediyor.
Avrupa Birliği’nin RASFF (Hızlı Alarm Sistemi) tarafından yayımlanan güncel raporlara göre, 15 Kasım 2024 tarihinde İsveç ve İtalya tarafından Türkiye’den gönderilen tonlarca kuru incir sakıncalı bulunarak sınır kapısında reddedildi.
AFALATOKSİN VE OKRATOKSİN ALARMI
İsveç, Türkiye’den ithal edilen kuru incirlerde yasal sınırın yaklaşık üç katı kadar aflatoksin tespit ederken, İtalya aynı gün Türkiye’den gelen ürünlerde yasal sınırın 10 katını aşan okratoksin bulunduğunu açıkladı. Her iki ülke, bu ürünlerin geçişine izin vermezken, ürünlerin imha edildiğine dair herhangi bir bilgi paylaşmadı.
İÇ PAZARDA YENİDEN DOLAŞIM ENDİŞESİ
Bu durum, sınır kapısında reddedilen ürünlerin Türkiye iç pazarında satıldığına yönelik endişeleri artırdı. Daha önce benzer durumlarda, özellikle antep fıstığı gibi ürünlerin reddedildikten sonra iç piyasada daha düşük fiyatlarla satışa sunulduğu
iddiaları, sosyal medyada büyük yankı uyandırmıştı. Antep fıstığı olayında ürünlerin reddedilmesinin ardından iç piyasada fiyatların %30 oranında düşmesi, benzer bir senaryonun kuru incir için de gerçekleşebileceği endişesine yol açtı.
AVRUPA'NIN TÜRK GIDALARINA GÜVENİ AZALDI
Son yıllarda Türkiye’den Avrupa’ya gönderilen birçok gıda ürününde aflatoksin, okratoksin gibi zararlı maddelerin tespit edilmesi, Türkiye’nin gıda ihracatı itibarını zedeliyor. Bu durum, uluslararası pazarlarda Türk ürünlerine olan güvenin azalmasına neden oluyor.
YASAL DÜZENLEME VE DENETİM ÇAĞRISI
Uzmanlar, Türkiye’nin gıda üretimi ve ihracatında daha sıkı denetim mekanizmaları kurması gerektiğini vurguluyor. Özellikle iç piyasada dolaşıma sokulması muhtemel sakıncalı ürünler konusunda daha fazla şeffaflık talep ediliyor.
SONUÇ BEKLENİYOR
İsveç ve İtalya’nın reddettiği kuru incirlerin imha edilip edilmediği veya Türkiye’ye iade edilip edilmediği konusunda henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Bu belirsizlik, hem üreticiler hem de tüketiciler için büyük bir endişe kaynağı olarak gündemdeki yerini koruyor.
