Kanada’ya gidenlerin marketlerde fark ettiği ilk detaylardan biri, sütün karton kutularda ya da plastik şişelerde değil, poşetlerde satılması. Şeffaf plastik torbalarla dolu raflar, birçok ziyaretçiyi şaşırtıyor. Bu alışkanlık yaklaşık 60 yıldır Kanada’nın günlük yaşamının bir parçası.
BİR AMBALAJ DEVRİMİNDEN DOĞDU
Kanada’da süt poşetleri ilk kez 1967’de DuPont tarafından tanıtıldı. O dönemde süt cam şişelerde satılıyordu bu şişeler hem maliyetliydi hem de kırılma riski taşıyordu. “Pillow pouch” adı verilen plastik süt torbaları ise çok daha hafif, ucuz ve taşınabilir bir alternatif sundu.
Asıl dönüm noktası ise 1970’lerde ülkenin metrik sisteme geçişiyle geldi. Karton kutuların yeni ölçülere göre yeniden üretilmesi maliyetliydi. Poşetler ise litre sistemine kolayca uyum sağladığı için en pratik seçenek haline geldi.
YÜZDE 75 DAHA PLASTİK KULLANILIYOR
Poşetli süt, Kanada’da özellikle Ontario, Quebec
ve Maritimes bölgelerinde yaygın. Günümüzde ülkede satılan sütün yaklaşık yarısı hala poşette satılıyor. Bunun başlıca nedeni ekonomik verimlilik: Poşetler, geleneksel şişelere göre yaklaşık %75 daha az plastik kullanıyor. Bu da üretim ve nakliye maliyetlerini düşürürken, çevreye bırakılan atığı da azaltıyor. Daha az malzeme kullanımı ve hafiflik, karbon ayak izinin düşmesine katkı sağlıyor.
BAŞKA ÜLKELER DE BU UYGULAMAYI YAPIYOR
Bu yöntem sadece Kanada’ya özel değil. Hindistan, Çin, Macaristan, Güney Afrika ve bazı Amerika Birleşik Devletleri eyaletlerinde de süt poşetle satılıyor. Ancak Kanada’da bu uygulama bir alışkanlığın ötesine geçip kültüre dönüşmüş durumda. Özellikle Ontario’da halkın %80’e yakını sütünü hala poşetten içiyor.
İŞTE BU YÜZDEN TERCİH EDİLİYOR
Üretim ve taşıma maliyeti düşük. Daha az plastik, daha az atık. Daha az yer kaplıyor, kolay taşınıyor. Daha uzun raf ömrü, özel sürahilerle kullanılıyor.







