Ramazan ayının gelmesiyle birlikte hatıralarımızda yer eden bazı gelenekler, zamanla unutulup gitmiş gibi görünüyor. Son yıllarda belediyeler bu tür gelenekleri yeniden canlandırmak için çeşitli etkinlikler düzenliyor. Her ne kadar eski ihtişamlı günlerinden uzak olsa da, bu etkinlikler hala toplumun bir araya gelmesini, birlikte ibadet etmenin ve eğlenmenin önemini diri tutuyor. Bu etkinlikler geçmişin anılarını canlandırarak, toplumun ortak kültürel mirasını yaşatmaya çalışıyor. İşte zamanın eskittiği, ancak hafızalardan silinmeyen o geleneklerden bazıları:
HİLALİN GÖZLENMESİ:
Ramazan ayının başlangıcını belirlemek için hilalin gözlenmesi, eski zamanlarda toplumun önemli bir geleneklerinden biriydi. Dürüst ve güvenilir kişiler, gözledikleri hilali kadıya bildirir ve Ramazan'ın başladığını duyururlardı. Bu görev, toplumda itibarı olan kişilere verilirdi ve hilali görenler şahitlerin huzurunda kadıya durumu bildirirdi. Günümüzde ise astronomi biliminin ve teknolojinin ilerlemesiyle, Ramazan'ın başlangıcı daha kesin bir şekilde hesaplanıyor. Ancak bu gelenek, geçmişteki manevi atmosferin bir parçası olarak hafızalarda yer etmeye devam ediyor.
ZİMEM DEFTERİ:
Zimem defteri, eskiden mahalle esnafının müşterileri için tuttuğu bir tür veresiye defteriydi. Ramazan ayında, varlıklı kişilerin, esnafın elindeki zimem defterlerindeki borçları kapattığı biliniyordu. Bu, toplumun dayanışma ve yardımlaşma kültürünün güzel bir örneğiydi. Ancak günümüzde, dijital muhasebe sistemlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte, bu tür defterlerin kullanımı azalmıştır. Zamanın unuttuğu bu gelenek, geçmişteki toplumsal bağların bir izi olarak hatırlanıyor. Bu yardımlarda ne borçlu hesabı kimin kapattığını öğrenir ne de yardımseverler kimin hesabını kapattıklarını bilirdi. Günümüzün alışveriş sistemlerinde veresiye defterleri neredeyse hiç kullanılmıyor. Ancak "askıda fatura" gibi uygulamalarla ihtiyacı olanların borçlarını kapatmaya yönelik sosyal dayanışma örnekleri hâlâ devam ediyor.
DİŞ KİRASI:
İftardan sonra verilen "diş kirası" adı verilen hediyeler, aslında teşekkür
ve yardımlaşma kültürünün güzel bir örneğiydi. Ev sahibi, davetlilere verdiği misafirperverlik için teşekkür etmek amacıyla değerli hediyeler verirdi. Bu hediyeler genellikle gümüş, akçe, altın veya tespih gibi değerli eşyalardan oluşurdu. Ancak zamanla bu gelenek azalmış ve neredeyse unutulmuştur. Diş kirası adeti, geçmişteki insani ilişkilerin ve saygının bir yansıması olarak hatırlanıyor.
SADAKA TAŞLARI:
Sadaka taşları, ihtiyaç sahiplerinin yardımları alabildiği ve toplumun dayanışma kültürünü yansıtan yerlerdi. Ancak günümüze pek az örnek ulaşmıştır. Bu taşlar genellikle cami avlularına, gelir düzeyi düşük semtlere veya mezarlık yakınlarına yerleştirilirdi. İhtiyaç sahipleri, ihtiyaçları kadarını bu taşlardan alırdı. Sadaka taşları, Osmanlı döneminde özellikle Ramazan'da sosyal yardımlaşmanın ve dayanışmanın önemli bir sembolü olarak hatırlanıyor.
SEMAİ KAHVELERİ:
Ramazan ayının ilk günlerinden itibaren açılan semai kahvehaneleri, insanları bir araya getirir ve geleneksel eğlencelerin yapıldığı mekanlar olarak bilinirdi. Burada, aşıklar tarafından semailer okunur, mani atışmaları yapılır ve çözülmesi istenen bilmeceler kahve duvarlarına asılırdı. Ancak zamanla bu gelenek de unutuldu ve semai kahvehaneleri kapanmaya başladı. Semai kahvehaneleri, geçmişteki toplumsal etkileşimin ve eğlencenin simgesi olarak tarihteki yerini aldı.
RAMAZAN EĞLENCELERİ:
Televizyonun, diğer iletişim ve eğlence araçlarının olmadığı dönemlerde Ramazan ayı, toplumsal yaşama canlılık getiren özel bir dönemdi. Özellikle teravih sonrasında kahvehanelerde toplanmak, meddah, Karagöz ve Hacivat, ortaoyunu gösterileri izlemek, İstanbul'da Direklararası'nda düzenlenen eğlencelere katılmak gibi aktiviteler, Ramazan ayının ruhunu yansıtan ve toplumu bir araya getiren önemli etkinliklerdi. Meddahlar tarafından ilgi çekici hikayeler anlatılır, Karagöz ve Hacivat gösterileriyle güldürücü ve eğlenceli vakit geçirilirdi. Ayrıca, ortaoyunu gösterileriyle geleneksel Türk tiyatrosunun izleri de Ramazan gecelerine renk katar, insanların birlikte vakit geçirmesini sağlardı.