Evren, milyarlarca galaksi, gezegen, yıldız ve bilinmeyenlerin bulunduğu akıl almaz bir yer. Bu sonsuzlukta, küçücük bir nokta kadar bile yer kaplamayan Dünya üzerinde bir varlık var: insan. Aciz ve zayıf olan bu varlık, istekleri ve ihtiyaçları sınırsız olsa da mutluluğun peşinde koşmaya devam ediyor.
İNSANIN MUTLULUK ARAYIŞI
İnsan her zaman "mutluluğun" peşinde. "Şu okulu kazansam mutlu olurum", "şu işe girsem mutlu olurum" diye düşünür durur. Ancak işler ters gitmeye başlayınca, kaygılar ve depresyonlar kaçınılmaz hale gelir. Mutluluğun ne kadar yakınında olduğunun farkında bile değildir.
MUTLULUK HEP YANINDA
"Biz ona şah damarından daha yakınız." (Kaf Suresi; 16) Bu ayetle, insanın yalnız olmadığını, Allah’ın ona ne kadar yakın olduğunu anlaması gerekiyor. Yaratıcı, kaygılarından ve korkularından daha büyük. Her şeyin kontrolünde olduğunu bilmek, insanı sakinleştirir.
KORKULARLA YÜZLEŞ
Korkularını hissetmekten kaçma. Felaket gibi görünen durumlarla barış. Önemli olan, zor şartlar altında bile mutlu olabilmek. "Senden korkmuyorum, ey sıkıntı ve kaygı!" diyebilmek insanın ruhunu özgürleştirir.
ŞARTLARLA BARIŞ
İnsanın gücü sınırlıdır. Her şeyi kontrol etmek mümkün değil. Bazen şartları olduğu gibi kabul etmek, kaygılardan ve şikayetlerden kurtulmanın yolu olabilir. Doğayı izlemek, Allah’ın yarattığı güzelliklerle barış içinde olmak insanın huzurunu artırır.
RUHUN GIDASI NE?
İnsanın bedeni gibi ruhunun da gıdaya ihtiyacı vardır. Kur’an-ı Kerim okumak, Allah'ı zikretmek ve secdeye kapanmak, ruhun huzurunu bulmanın yollarıdır.
TEVEKKÜL ET, RAHATLA
Allah, Zariyat Suresi 56. ayette "Ben, cinleri ve insanları sadece bana ibadet etsinler diye yarattım." diyerek insanın görevini hatırlatır. Telaş yapmadan, Allah’a güvenerek rahatlamak mümkündür.