Rasulullah (s.a.v.), "Allah’ım, şu iki adamdan Ebû Cehil ve Ömer b. Hattâb’tan sana en sevimli olanı ile İslam’ı güçlendir." duasını ettikten sonra İslam, Hz. Ömer’in (r.a.) Müslüman olmasıyla güç kazandı. Bu dua, Hz. Ömer’in Müslüman oluşunu hızlandırdı ve İslam davasına önemli katkılar sağladı.
HZ. ÖMER’İN (R.A.) GÜÇLÜ KARAKTERİ
Hz. Ömer (r.a.), Müslüman olmadan önce bile güçlü, cesaretli ve hiddetli karakteriyle biliniyordu. Ancak Müslüman olduktan sonra bu güç ve cesaretini İslam davası için kullanmış, hiddetini müşriklere yöneltmiş ve Müslümanlara karşı ise son derece merhametli bir lider olmuştur. Halife seçildikten sonra yaptığı dua onun liderlik anlayışını da açıkça ortaya koymaktadır:
“Allah’ım, ben sert ve şiddetli biriyim, bana yumuşaklık ihsan eyle. Ben güçsüzüm, bana kuvvet ver. Ey Rabb’im, idaresini üzerime aldığım bu ümmeti doğru yola irşat için bana güç ve kuvvet ver.”
NEFSİNE HAKİMİYET VE YUMUŞAKLIK
Hz. Ömer (r.a.), sadece gücüyle değil, nefsine hakimiyeti ve hiddetlendiğinde bile sergilediği yumuşak tutumuyla da tanınır. Rasulullah’ın (s.a.v.) “Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır.” sözünü hayatında bizzat uygulamış ve bu vasıflarıyla ön plana çıkmıştır. Hiddetini kontrol edebildiği pek çok olaydan biri de Uyeyne bin Hısn ile yaşanan gerilimde sergilediği tutumdur. Hz. Ömer, bu olayda Kur'an'ın öğütlerine sıkı sıkıya bağlı kalarak hiddetini yenmiş ve adil bir lider olduğunu bir kez daha göstermiştir.
ŞURA İLE KARARLARINI ALAN BİR LİDER
İstişare ve şura, Hz. Ömer’in halifelik döneminde önem verdiği bir diğer konudur. “Onların işleri de kendi aralarında bir istişare iledir.” ayetine dayanarak, büyük sahabelerden oluşan bir Şura Meclisi kurmuş ve devlet işlerinde bu meclisin görüşlerine başvurmuştur. O, bir devletin şura olmadan sağlıklı bir şekilde yönetilemeyeceğine inanmış ve bu anlayışı uygulamaya geçirmiştir.
DEVLET MALINA HASSASİYET VE MÜTEVAZI HAYATI
Hz. Ömer (r.a.), devlet malına gösterdiği hassasiyetle de örnek olmuştur.
Kendisi, “Allah’ın malından [hazineden] kendime helal saydığım şeyleri size söyleyeyim: Birini kışın, birini de yazın sıcağında giyeceğim iki hulle (uzun giysi); üzerine binerek hac ve umre görevini eda edeceğim bir binek hayvanı; ve Kureyş’ten ne zengin ne de fakir, orta halli bir adamın zaruri gıdası kadar benim ve ailemin gıda ihtiyacı." diyerek, devlet malını kişisel çıkarlar için kullanmaktan kaçınmıştır. Bu da onun ne kadar mütevazı bir hayat yaşadığını ve İslam’ın adalet anlayışını ne denli içselleştirdiğini gösterir.
BİLMEDİKLERİNİ ÖĞRENMEKTEN UTANMAYAN BİR LİDER
Hz. Ömer (r.a.), bilmediği konularda sormaktan ve öğrenmekten asla utanmamıştır. Abdullah bin Mes’ud (r.a.), Hz. Ömer’in bu özelliği hakkında şöyle der: "Hz. Ömer’in ilmi terazinin bir kefesine, yeryüzündekilerin ilmi de öteki kefesine konsa, Ömer’in (r.a.) ilmi ağır basardı."
DEVLETİN GELECEĞİNİ PLANLAYAN BİR HALİFE
Hz. Ömer (r.a.), devleti idare ederken sadece bugünü değil, geleceği de düşünmüştür. Sevad (Irak) arazisini ganimet olarak dağıtmak yerine yerli halka bırakmış ve buradan elde edilen geliri beytülmal için kaynak olarak kullanmıştır. Bu ileri görüşlülüğü sayesinde Müslümanların gelecekteki refahını da teminat altına almıştır.
HZ. ÖMER’İN (R.A.) ADİL YÖNETİMİ
Halifeliği döneminde Hz. Ömer (r.a.), adaletin timsali olmuştur. Bir savaş sonrası ganimet dağıtımı sırasında oğlu Abdullah’ın (r.a.) hakkını babasına vermesi üzerine Hz. Ömer, kendisine yöneltilen eleştiriyi büyük bir alçakgönüllülükle karşılamış ve halkın güvenini bir kez daha kazanmıştır.
İSLAM’A KATKILARI
Hz. Ömer (r.a.), adaleti, cesareti, şura anlayışı ve mütevazı hayatı ile İslam tarihine damgasını vurmuş bir liderdir. Onun liderlik özellikleri, Müslümanlar için daima bir rehber olmuş ve halifelik dönemindeki icraatlarıyla İslam’ın güçlenmesine büyük katkı sağlamıştır. Hz. Ömer’in (r.a.) hayatı, İslam’ın değerleri ve adalet anlayışıyla şekillenmiş ve Müslümanlara örnek olmuştur.
Kaynak: Ali Haydar Haksal, Sevgili’nin Yol Arkadaşı Hz. Ebubekir Kitabı