Mekrûh, İslam hukukunda “sevilmeyen, hoş karşılanmayan” anlamına gelir ve yapılmaması kesin olarak istenmeyen, ancak haram seviyesine çıkmayan davranışları ifade eder. Hanefî mezhebine göre mekrûh, “tahrimen mekrûh” ve “tenzîhen mekrûh” olmak üzere ikiye ayrılır. Bu ayrım, dinî kurallar çerçevesinde hangi davranışların daha ciddi, hangilerinin ise daha hafif kabul edildiğini açıklar.
MEKRÛH NEDİR?
Mekrûh, İslam fıkhında, Şâri tarafından kesin ve bağlayıcı olmayan bir şekilde uzak durulması önerilen davranışları tanımlar. Genellikle, yapılması hoş karşılanmayan eylemler mekrûh olarak adlandırılır ve işlenmesi haram kadar ciddi bir günah sayılmasa da, dinî açıdan hoş görülmez.
HANEFÎLERİN MEKRÛH SINIFLANDIRMASI
Hanefî mezhebi, mekrûh kavramını ikiye ayırır:
-
Tahrîmen Mekrûh: Bu tür davranışlar, yapılmaması istenen ancak haram kadar katı bir yasak olarak görülmeyen, ancak ciddi şekilde kaçınılması gereken fiillerdir. Örneğin, sigara içmek, erkeğin altın takması gibi eylemler, Hanefî mezhebine göre tahrîmen mekrûhtur. Bunlar, haram fiiller gibi cezalandırılmayı ve kınanmayı gerektirir; fakat, inanç açısından haram sayılmazlar.
-
Tenzîhen Mekrûh: Yapılmaması yapılmasından daha iyi olan, ancak yapılmasında kesin bir yasak olmayan davranışlardır. Örneğin, soğan-sarımsak gibi kokusu güçlü yiyecekler
yiyerek camiye gitmek veya ikindi namazı sonrası kerahat vaktine kadar nafile namaz kılmak bu kategoride değerlendirilir.
TAHRÎMEN MEKRÛH DAVRANIŞLAR
Tahrîmen mekrûh fiiller, dinî yasakları ihlal eden ancak haram sayılmayan eylemlerden oluşur. Bu tür davranışlara örnek olarak sigara içmek, erkeğin altın takması, ipek giymesi verilebilir. Tahrîmen mekrûh olan bu eylemler, haram derecesinde olmasa da ciddi şekilde kınanır. Bu tür davranışlardan uzak durmak, kişiyi dinî açıdan daha erdemli ve saygın bir konuma taşır.
TENZÎHEN MEKRÛH DAVRANIŞLAR
Tenzîhen mekrûh, daha hafif bir kategoridir ve işlenmesi ceza gerektirmez. Ancak, bu tür davranışlardan kaçınmak takdir edilir. Örneğin, cemaatle namaza gitmeden önce soğan veya sarımsak yemekten kaçınmak, dinî açıdan faziletli bir davranış olarak görülür. Benzer şekilde, ikindi namazından sonra kerahat vaktine kadar nafile namaz kılmamak, dinî saygı ve salabet taşıyan bir tavır olarak değerlendirilmektedir.
DİNÎ HAYATTA MEKRÛH KAVRAMININ ÖNEMİ
Mekrûh kavramı, dinî hayatın disiplininde önemli bir yere sahiptir. Tahrîmen ve tenzîhen ayrımları, Müslümanlara hangi davranışlardan kaçınmaları gerektiğini açıklarken, aynı zamanda toplumda ahlaki bir ölçüt oluşturur. Dinî hassasiyeti olan fertler, mekrûh davranışlardan kaçınarak toplumun manevi değerlerine katkıda bulunur ve bireysel olarak daha yüksek bir ruhaniyet seviyesine ulaşabilir.