Türkiye gıda ürünleri ihracatında ağırlığını her geçen gün artırmaya devam ediyor. Toplam ihracatın payında gıdanın payı yükseldikçe şirketlerin kalite anlayışında da yükseliş kaçınılmaz oluyor.
Özellikle son 10 yıllık süreçte gıda konusunda sivil toplum kurum ve kuruluşları başta olmak üzere kamu idaresinin aldığı etkin tedbirler gıdanın ne derece önemli ve desteklenmesi gereken bir konu olduğunu da gözler önüne sermiş bulunuyor.
Amerika daha helalinden istiyor
Avrupa ülkelerinden ziyade gıda ihracatında ABD'nin öne çıkıyor olması ve Türk gıda ihracatındaki payını artırması ise gözlerden kaçmıyor. Önemli bir gıda ithalatçısı konumunda bulunan Amerika Birleşik Devletleri ile sıkı bir dirsek teması söz konusu. Gerek bireysel anlamda şirketlerin ihracata yönelmeleri gerekse kamu destekli fuarların bu ülkede düzenleniyor olması gıda ihracatçısı iş adamları için de ayrı bir kapı aralamış vaziyette.Türk ürünlerine güven boşa değil
Avrupa ülkelerinde gıda ürünlerinde Türkiye'ye ayrı bir güven söz konusu. Bilhassa salgın döneminde Çin kaynaklı ortaya çıkan gıda güvenliği sorunu gözlerin daha sağlıklı ve güvenli bulunan Türk ürünlerini ikame pazar olarak ön plana taşıdı. Dini, kültürü, ırkı ve sosyalitesi ne olursa olsun artık tüm milletler gıdada daha seçici bir politika
uygulamanın yolunu tutmuş vaziyetteler.
Daha düne kadar Avrupa ulus devletleri daha güvenli buldukları için yahudilerin koşer belgesine yönelirken bu gün tüm dünyada TSE damgalı ve Helal sertifikalı ürünleri tercih ediyor durumdalar. Helal sertifikalı ürünler sadece Müslümanların değil yahudilerin ve hıristiyanların da tercih ettiği belgeler arasında. Keza Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika ve İngiltere'de geçtiğimiz 5 yıllık süreçten itibaren Türk lokantalarına bu ülkelerde ilginin artıyor olması da boş bir talep değil.
Etkinlik alanı daha da geliştirilmeli
Artık milletler gıda güvenliğine büyük bir önem veriyor. Çoğu ülke milli kalkınma planlarında ve ihracat hedeflerinde seçici bir gıda politikası uygulamayı esas edinmiş durumdalar.Türkiye bunun farkındalığına varıp daha rasyonel politikaları devreye koymaya devam ettikçe bu alanda uluslararası elini güçlendirecektir.
Helal ürün kapsamının genişletilmesi, helal bilincinin güçlendirilmesi ve bu alanda halka hizmet sunan firmalar başta olmak üzere desteklerde bulunulması bu süreç için ilk adım teşkil edebilir. Yurt içi ve yurt dışında bu alanda fuarlar düzenleniyor olsa da tanıtım sürecinin devlet destekli ve daha geniş coğrafyalarda organizesi Türk firmalarının önünü de açmış olacaktır.